31.3.11

Yollar ve Ağaçlar

yeni bir yazı yazacak mecalim yok.



sadece yollar ve ağaçlar.


sadece okadar olsa her şey iyi aslında. herkes sadece yapması gerekeni yapsa ve bununla yetinse. ama olmuyor elbette, hırslar ve egolar var çünkü.


oysa yollar ve ağaçlar ne güzeller ama hırslar ve egolar..


kabul etmem lazım buna hayatım boyunca alışamayacağım,


kabul etmem lazım hayatın gerçeği bu,


kabul etmem lazım alışamayacağım şeyin adı "hayatın ta kendisi".


boğulacak gibi oluyorum bazen, bazen kusacak gibi.


bazen diyorum ki, ne işim var benim burda, bazen de "ne güzel günlerdi ama değil mi?"..


susun artık ne olur konuşmayalım. siz sormayın, bana söyletmeyin.


yollar ve ağaçlar diyeyim ben,


yollar ve ağaçlar göreyim,


düşüneyim,


denizlere varsın sokaklar,


yüzüme o gülümsemeyi oturtup sakinleşeyim.






ne acayip insanlarsınız sanki kimse ölmeyecek, sanki sıfatlarınız olmadan donsuz gibisiniz, sanki kavgasız yaşayamayacaksınız, sanki aslında yoksunuz da ancak bunlarla kendinizi bir miktar var hissediyorsunuz, varlığınız başkalarının varlığına armağan olmuş andımızı ezberlerken..


sizi çözümlemekten de kendimi çözümlemekten de bıktım artık. bunları düşünmekten, söylemekten, içinde olmaktan ölesiye sıkıldım.
Dönüyorum. Ben dönerken dünya duruyor. Dünya duruyor ben dönüyorum. Mutluyum ama sahte. Sahte mutluluğumun bir rengi var. Daha gerçekçi olabilmesi için. Ama ağlıyorum. Mutsuzluktan ağlıyorum. Sahte mutluluğumla kendimi kandıramıyorum.

Bastığım her tuş yanlış bu gece. Gözyaşlarımdan net göremiyorum tuşları. Bulutları izlemek istiyorum. Gözyaşlarımla bulutları sevmediklerime benzetmek istiyorum. Yüzümde gözyaşlarımın tuzu. Gözlerim şişmiş ağlamaktan. Unutulmuş yaralar kanıyor bu gece.

Önemsenmek isteyen insanlar var. Önemsenmeyi haketmiyorlar. Acıyorum onlara, önemsiyorum. Sonunda kendimi önemsizleştiriyorum. Acımak yumuşatıyor duyguları. Yaralanacak kadar korunmasız kalıyorum. Çaresizim adeta.

Her şeyi bıraktım bu gece. Bu gece dünya duruyor ben dönüyorum.

Sabırsızlığım beni öldürüyor bu gece. Kıskançlığım başıma bela açıyor. Konuşmuyorum. Yazdıklarım başıma bela açıyor bu gece.

Her şey bir yana bu gece iyi bir gece. Bu gece dünya duruyor ben dönüyorum. Dünya duruyor başım dönüyor ben başımla birlikte dönüyorum. Bu gece benim gecem. Bu geceden sonra her gecenin kontrolü bende. Açılan bütün yaralar kapandı bu gece. Her bir yarayı kanatıncaya kadar kaşıdıktan sonra, kapattım bu gece.
mutluyum bu gece

30.3.11

Söz

Simetri hastalığım yok benim. Bi adı vardır onun tabii, ama ben bilmiyorum, bende yok zaten. Bendeki soru sorup cevap bulamama hastalığı. Bendeki anlamsız telaşlar içinde panikleyip gideceği yolu bulamama hastalığı.





bir ışık gördüm mü, üstüne yürüyorum. Sonra da ölüyorum. Sonra, öldüm diye ölüyorum.


Basitleşiyoruz, hep birden. Ne güzel, değil mi?


Bilgisayar bulunca yazmak geldi içimden. Her kaybolduğumda buraya düşüyorum ya, ondan sanırım. Bir de beyaz yaptım burayı. Logom bilgisayarımda kaldığı için öyle biraz boş kaldı başı ama olsun, dolacağını bildiğinde boşluk gözüne batmıyor insanın.




Bir açıklama yapmam mı gerekir? Bütün o beş para etmez şarkı sözlerini dinleyip, kendimi bulmam mı gerekir onlarda? Aha, benim gibi hissediyorlar, yalnız değilim, diyip, rahatlamam mı gerekir? Siz, hiç çıkış yolunuz olmadığı söylendiğinde, yol bulup kafanızı ferahlığa çıkarttınız mı hiç? Ben de çıkartmadım, boşverin.


Uzun uzun yazmayalı çok olmuş, yani kendimi. Öyle çok şey yazıp parmaklarımın yamulmasına sebep oluyorum ki aslında. bugün değerlerimden biri hemde .çok sevdiğim biri burayı okuduğunu söyledi. işte şuanda tekrar burda olmamın sebebi belkide bu!






Neyse ki O var. ...




Söz veriyorum, söz! Kimse yok söz isteyen ama ben veriyorum bak! Söz!

17.3.11

hayalleri kırıldı

hayal kırıklığı; bir hayalin kırılmasıdır..


suyun içinde görüntü nasıl kırılırsa, bir hayalin içindeyken de öyledir.. sudan çıkarsınız, suyun içindeki görüntü başka yerdedir artık, siz çok daha başka yerde...

bir hayalin içinden çıkarsınız, hayat başka yerdedir... siz çok çok daha başka yerde...



"kolay değildi.



...



kaç acı birden imtihan etti onu.



bir tek gece vardır insanın hayatında;



ömür boyu sürer nöbeti..



bu da öyleydi.



iyi olsun,



sağ olsun,



uzak olsun,



ama bir daha görmesin onu..."



dizelerini biraz değiştirince hissettirdiğini hissettiren, getirisi olarak da



"bir tuzağa kaptırmıştım kendimi ama eminim tanrı var bugün"



"siz de mi dostlarım dedim, öyleyse düş sezar"



"sıyrıldım rollerimden mutluyum çünkü artık yokum bugün."



sonuçlarına ulaştıran, insanı böyle bir hale getiren hayatın fon müziği çalarken arkadan

yeniden hayal kırıklığı; bütün o 'ben olsaydım'larınız içinde, aslında gerçekten 'ben' olduğunuz zamanlar da olduğunu, lakin elinizden gelenlerin, hayatın gerçeklerinden öteye gidemiyor olduğunu buruklukla anlıyor oluşunuzdur...

ve nihayetinde olduğunuz o 'ben'in hiç de süper kahraman olmadığını görüyor oluşunuzdur...

9.3.11

Gözlerinin içine bakıyorlar. Sana sorular sorup cevaplarını dinliyorlar. Sözcüklerinin onlar için önemli olduğunu sanıyorsun.


Düşüyorsun. Devamlı düşüyorsun.

Bulanık görüyorsun. Bulanıklık mideni bulandırıyor. Uzaklara bakamıyorsun. Hâlbuki en çok özlediğin şey uzak. Ama bakamıyorsun. Bakmak için ısrar edersen düşersin, biliyorsun. Kısacık uçurumlarda ölürsün. Kimse üzülmez, onlara da üzülmediler. Seni tanımıyorlar, onları da tanımadılar.


Cümlelerinin yapısal bozukluklarına aldırmadan, hiçbir acı duymadan, sadece nefes almak istiyorsun. Yapamıyorsun. İçin kanıyor. Ayakların uyuşuyor. Düşüyorsun. Durmadan düşüyorsun.

Sonsuz bir boşluk uzanıyor ayaklarının altında. Varlığını bilmediklerinin yokluklarını hissediyorsun. “Dinle” diyorlar sana “düşüncelerini dinle” diyorlar, sen boğuluyorsun. Sadece düşüncelerinin ağırlığında düşüyorsun. Atabilseydin üzerinden bir iki tanesini yere çakılmazdın biliyorsun. Ama bir eksiltsen bin artıracaksın. Düşmekten kaçış yok, hissediyorsun. Ölüm bir son değil. Sen de onlar gibi dur durak bilmeden
düşüyorsun.

Düşünmek istemiyorsun.

“Düş”ünmek istemiyorsun.

Elinden başka bir şey gelmiyor.

“Düş”üyorsun.

Hatta üşüyorsun