20.11.12

Romantizmden nefret eden bir insan olarak romantik kafada olduğumu kabul etmem çok zor oldu. Hala reddediyorum ama romantiğim. Kabul etmek istemesem bile. Bu yüzden duygusal olmayan pek çok şeyi reddediyorum. Mesela siyaset. Ali cengiz oyunlarını kafam almıyor. Üstelik duygusal yanımla hiç örtüşmüyor bu oyunlar.
Sonra bugün adını bile bilmediğim kitabın 16 sayfasından aklımda tek kalan cümle “Savaş, insan ruhunun en yalın, en canlı ifadesidir.” bu cümleyi okuduğum zaman fark ettiğim şey o cümleden önce okuduklarımdan hiç bişi anlamadığım ve okurken bambaşka şeyler düşündüğüm. Düşünecek çok şeyimiz oldukça kitaplara uzaklaşıyoruz. Yani büyüdükçe!
Büyümek sadece büyüdükçe farkına varılan bişi. Şimdi 35 yaşında birini anlamam imkansız ötesi. Tıpkı kelimelerle ona kendimi ifade edemeyeceğim gibi. Çünkü beni her zaman çocuk görecek. Benimse onu yaşamaktan yorulmuş biri olarak göreceğim.
Konumuza gelirsek aslında ben bugün  16 sayfa okudum. Okuduğum 16 sayfadan sonra düşündüğüm şey; hepimizin aslında birer romantik olduğu. Hepimizin huzuru - mutluluğu - güveni aradığı. Romantizm nedir? Aşktır. Aşk nedir? Huzurdur, güvendir ve mutluluktur. Yani aslında fark ettirerek hepimiz gerçek aşkı arıyoruz ama fark ettirmeden hepimiz romantiğiz.
Kendi adıma romantik olduğumu kabul etmem hala güç ama en azında biliyorum. Bir gün kabul edeceğimi bilerek yaşamaya başladım bugün. 16 sayfa okurken  çıktım bu saçma yolculuğuma.
İyi geceler. Malum geceler bana hiç iyi gelmiyor.

0 yorum:

Yorum Gönder