5.10.13

*yaşamak için hiçbir nedene ihtiyaç duymayan insanın, ölmek için de bir nedene ihtiyacı kalmıyor.
*araştırıp durmayın şu intihar sebeplerini artık!
*kalabalıklar içinde yalnız olanlardan değil de, yalnızlık içinde kalabalık olan insanların sakatına gelmemek lazım derim ben.
*insanları sadece varlığımla bile eğlendirebilirim.
*ama bu yine de kendimden sıkılmadığım anlamına gelmez.
*bunun altını kalın keçeli bir kalemle etrafına taşırmadan çizin oldu mu?
*''entrika...''
*ne kadar iğrenç bir kelime.
*film olsa izlenmez.
*ya bu arada şu pepee'nin şila ne kadar tatlı öyle ya.
*şimdiye kadar hiç üzülmemiştim bu konuda ama, şila'ya her baktığımda keşke küçük bir kız kardeşim olsaydı diye hayıflanıyorum.
*açılın.. yerim ben sizi. da he... lo he... hey, hey hey!
*evet ben arada şila ve trt çocuk'ta yayınlanan bilumum şeyleri seyretmek durumunda kalıyorum.
*ne zaman eşşek kadar oldum ben?
*genç werther'e artık öğütler vermeyi kestiğim zaman mı?
*mamoru chiba'ya aşık olmaktan vazgeçtiğim zaman mı?
*kendimi bulduğum roman kahramanlarını bir başka roman kahramanına tercih ettiğimde, sanki tüm dünyaya ihanet etmiş gibi hissediyorum.
*kimileri aynaya bakınca o günkü ruh haline göre kendini çok hoş veya çok çirkin hissedebildiğini söylüyor.
*bense ne zaman aynaya baksam hep aynı şeyi görüyorum.
*gözlerimdeki ifade hep aynı.
*şaşırtıcı değil mi bu?
*aşk diye bir şey nasıl varsa.
*sana oturup gururla yaşamanın ne derece ağır bir yük olduğunu anlatmak isterdim.
*sana oturup saçma bir gururla yaşamanın ne derece ağır bir yük olduğunu anlatmak isterdim ama..
*anlatılacak daha önemsiz şeyler var.
*içimden gelmiyor hiçbir şey.
*dışımdan..
*itinayla kendini bilmezim.
*sevgili bryan greenberg... inanıyorum ki bir gün ''ergen gencin kendisinden yaşça büyük olgun kadına beslediği aşk ve bunun yaratmış olduğu çıkmaz'' temalı saçma rollerden sıyrılıp, doğru projede yer alacaksın.
*yakışıklısın, gençsin, hayranın genç kızlar var, iyi oyuncusun da... sadece biraz şansa ve evrene doğru enerjiyi yollamaya ihtiyacın var tatlım. seni genç kızların sevgili olabileceğin ''bireyin yalnızlığı'' temalı senaryolara havale ediyorum.
*kaçmaya çalıştığın şeyden kaçmaya değil de ondan kaçmaya çalışmaktan bir an önce kaç
*ve dönüp arkana bakma bile!
*de..
*tavsiyeler bir boka yarasaydı, ''tavsiye'' diye bir şey olmazdı be!
*düz mantık.
*reklam yazarı olsaydım ''rapunzel de saçlarını pantene ile yıkıyordu'' gibi bir slogan attırırdım ortaya.
*bence günümüz reklam dünyası için ''son derece salakça ve saçma olma'' kriterine uyuyor.
*hiç tanımadığım herhangi bir insanın en büyük sırrını merak ediyorum.
*sırrını değil ama; en büyük sırrını.. gerçekten doğru söyleyeceğini bilsem yolda birisini çevirir ''parası neyse vereceğim, söyle kardeşim'' derdim.

*şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler, yeniden bir daha kaybederim.
*hiç şaşmam..
*kafamdaki senaryolardan kurtulabildiğim vakitler, beynimdeki karıncaların yuvalarını bir daha hiç açmamacasına tıkamayı deniyorum.
*çok yanlış yaptım.
*yani ben hariç herkese göre yanlıştı.
*tüm yükleri toplasan, insanın kendine yük edindiklerinden daha fazla bir çaresizlik barındırmaz belki de.
*ne var ki, bazen elden bir şey gelmiyor.
*hayatta, en büyük derdi aşk olan insanlar kadar şanslı/en büyük derdi hiç aşka rastlamamış insanlar kadar şanslı olmak lazım.
*bense..
*şansımı kendim yaratmaya çalışmayacak kadar ''hayat meraklısı'',
*umursamazlığımın bana verdiği yetkiye dayanarak sınırsız,
*bir melodi kadar gelir-geçer,
*her insan kadar genel-geçerim hayatta.
*herkes o kadar fazla yer edinmek ve kazık çakmak için yaşıyor ki bu dünyaya..
*her geçen gün kendimi biraz daha değersizleştirmek için çabalıyorum.
*bir ''hiç'' olmak için çabalıyorum.
*böyle çok değerliyim!
*bir keresinde kendimi, ''acaba insan olmasaydım ne olmak isterdim?'' diye kendimi sorguladım. bir kere kesinlikle hayvan veya bitki olmak istemezdim. herhalde ben ''baharat'' olmak isterdim.. türü fark etmez. topu topu bir çay kaşığı ölçüsünde bile bir yemeğe son lezzetini verip, topu topu bir çay kaşığı ölçüsünde bile bir yemeği mahfedebilme kapasitesine sahip bir baharat...
*hayatımda hiç kimseden intikam almaya çalışmadım.
*kin tutmadım.
*nefret etmedim.
*öç beslemedim.
*sadece her şeyi unuttum ve kendimi gitmeye bıraktım.
*gerisi geldi.
*hem de sürüne sürüne...
*ayrılığın sağlamasını ''farzet hiç ayrılmadık'' diye yapmasaydı şair; bu kadar kolay olur muydu?
*hayatımın tek kelimelik özeti yok.
*''kendini üç kelimeyle anlat'' deseler, o anlatacağım ''üç kelime'' de her saat başı değişir.
*çoğu anlamsızlıkta bir ''anlam'' vardır.
*ve ''güzel değil'' diye bir şey yoktur, az ''mana'' vardır.
*ve ''katiyen olmaz, yapamam'' diye de bir şey yoktur; ''az aşk'' vardır.
*ve de..
*''onur!'' kelimesi ne kadar insana dair bir büyüklüktür arkadaş.
*ve de ''büyüklenmek'' kelimesi, ne kadar insana dair bir ''onursuzluk'' timsalidir arkadaş!
*yok böyle bir şey.